Halkbiliminin Araştırma Sahasının Kapsadığı Konular Üzerine
Bu yazının amacı,
okuyucuya halkbiliminin araştırma sahasının kapsadığı konular üzerine genel bir
bilgi vermektir. Yazıda halkbiliminin alt konularından kısaca bahsedilmiştir. Halkbiliminin
konularına dair verilen şemada Sedat Veyis Örnek’in Türk Halkbilimi adlı
kitabından yararlanılmıştır.
Bir önceki yazıda halkbiliminin merkezine aldığı halk kavramından ve halkbiliminin ne olduğu üzerinde kısaca durmuştuk. Bugün bu geniş ve engin alanın araştırma sahasını inceleyeceğiz. Aslında halkbilimi, halkı temel alması nedeniyle sosyal ve fen bilimlerinin birçoğuyla disiplinlerarası çalışmalar yürütmeye oldukça uygun bir bilim dalıdır. Bu bağlamda bugün ele alacağımız konuları sosyal ve fen bilimleri disiplinleriyle nasıl ortak çalışmalar yürütülebilir sorusunu göz önünde tutarak ele almanın, bu alanda ilerlemeye yardımcı olacağı görüşündeyim.
İnsan sosyal, ekonomik ve biyolojik süreçler geçiren bir varlıktır. Doğduğu andan öldüğü ana kadar yaşadığı her şey bazı ekonomik, sosyal ve biyolojik şartların bir araya getirdiği bir sistem içerisinde gerçekleşir. Hatta bu sistem insanın ölümden sonraki hayata dair inanışlarına da büyük oranda etki eder. Örneğin Mısır ve Yunan mitolojilerinde ölümden sonraki hayatta insanların yaşayacakları yere gidebilmesi için belli bir miktar para yahut altın gibi değerli şeyler ödemeleri gerekmektedir. Bu durum gerçek hayattaki ekonominin ölümden sonraki hayata yansımasının bir parçası değil midir? Dolayısıyla insanı merkezine alan halkbilimi insana dair tüm bu süreçleri araştırma sahasının içerisine alabilir. Örnek vermek gerekirse; göçmen bir topluluktaki inanış biçimlerini, bu inanış biçimlerine ekonomik ve siyasi olayların etkisini, bu inanışların geçmişten günümüze nasıl aktarıldığını, bu aktarımın neden devam ettiği ya da işlevlerini, bu inanışın gerektirdiği ritüelleri, bu ritüellerin yapıldığı mekan ya da yapılış şeklini, bu ritüellerin arka planında anlatılmak istenenleri, bu ritüellerin toplum hayatına sosyal ve ekonomik katkılarını, manevi anlamda katkılarını, dünya görüşlerinin oluşmasında bu inanış ve ritüellerinin oluşumu, yaşadıkları coğrafya ve iklimlerin bu inanışlarda aldığı rolü gibi çeşitli sosyal bilimler disiplinlerinden yararlanarak araştırma konusunu derinleştirebilir. Görüldüğü üzere tek bir konu olarak seçilen bir göçmen topluluğun inanış biçimleri bile başlı başına derin, araştırması uzun zaman isteyen ve emek gerektiren bir konudur. Bu bağlamda aslında bir halkbilimcinin yapması gereken en önemli şeylerden biri derinleşmek istediği konu veya konuları belirlemek ve çalışmalarını bu konular üzerinde yoğunlaştırmaktır. Gelin şimdi halkbilimcilerinin araştırma yapabilecekleri bazı konular üzerinde duralım.
Halkbiliminde araştırma
yapacak kişiler sözlü ve yazılı kaynaklar kullanarak araştırmalarını
gerçekleştirebilirler. Bu bağlamda seçilen konuya göre incelenecek kaynaklar ve
kullanılacak yöntemler de farklılık gösterir. Sedat Veyis Örnek, Türk Halkbilimi isimli
kitabında halkbiliminin konularına dair çok güzel ve derli toplu bir listeyi
şema halinde göstermiştir. Ama daha derli toplu görünmesi ve çok uzatmamak
adına ben bu şemanın daha sadeleştirilmiş halini sizlerle paylaşacağım. Şemaya
bir göz atacak olursak, halkbiliminin konuları şöyle sınıflandırılmıştır:
Mümkün olduğunca
sadeleştirdiğim bu şema, halkbiliminin temel araştırma sahalarını
göstermektedir. Öncelikle görüldüğü üzere konular birbirinden oldukça farklı
uzmanlık ve bilgiler istemektedir. Dolayısıyla bir halkbilimcinin bütün bu
konuların hepsinde derin bir bilgiye sahip olması beklenmemelidir. Bir
halkbilimci bu araştırma sahalarından bir veya ikisini kendisine temel almalı
bu konularda uzmanlaşmalıdır. Zira şemadan da anlaşılacağı üzerine bir konu
başlığı bile yıllarca süren araştırmalar gerektirmektedir. Ayrıca konulara
bakacak olursak disiplinlerarası çalışmalar gerçekleştirmenin çok daha farklı
ve çarpıcı sonuçlar ortaya koyabileceği görülmektedir. Örneğin geçiş dönemleri
incelenirken antropoloji, etnografya, sosyoloji gibi bilim dallarından ve onların
ortaya sürdüğü kuramlar çerçevesinden de bakmak bu dönemlerin çok daha farklı
bir şekilde ortaya konulmasını sağlayacaktır. Peki halkbiliminin araştırma
konuları yukarıdakilerle mi sınırlıdır? Elbette hayır. İnsan nasıl değişen,
gelişen bir varlıksa halkbilimi de günden güne değişen, gelişen bir bilim
alanıdır. İnsanın geçirdiği sosyal, ekonomik ve biyolojik süreçlerle bağlantılı
olarak halkbiliminde de yeni araştırma alanları doğmuştur. Örneğin sinema,
televizyon ve internet gibi araçlar hayatımıza çok sonradan girmekle birlikte
ayrılamaz bir parçası haline gelmiştir. Dolayısıyla bu teknolojik araçlarla
birlikte yeni bir kültür ortamı doğmuş, halk kültürünün bir kısmı bu araçlarla
birlikte değişim, dönüşüme uğramıştır. Ya da günümüze bakacak olursak bu
pandemi süreciyle birlikte her şey dijital ortama aktarılmaya başlanmıştır. Âşıklık
geleneği, tiyatro geleneği gibi çeşitli gelenekler dijital platformlar
aracılığıyla kendini göstermeye başlamıştır. Ya da klasik eğitimlerin yerini
online eğitimler almaya başlamış, iş ve meslekler de eve taşınma eğilimi
göstermiştir. Elbette bu eve taşınma durumu yanında yeni bir mizah, kültür ve
dil anlayışı getirmiş, yeni davranış kalıplarını ortaya çıkarmıştır. Bu durum
da halkbiliminin araştırma sahası içerisine girmektedir. Yine son zamanlarda
ortaya çıkan uygulamalı halkbilim, beden folkloru, davranış folkloru, fakelore,
netlore gibi kavramlar da yaşadığımız çağın halkbiliminde yeni araştırma
sahaları açmasının bir sonucudur. Bu tür kavramlardan da ileride bahsedeceğiz.
Araştırma konuları nasıl
birbirinden bu kadar farklı ve derinse bu konuların araştırma teknik ve
yöntemleri de birbirinden farklıdır. Örneğin yazılı bir halk edebiyatı metnini
incelerken kullandığımız yöntem ve kuramlarla âşıklık geleneğini araştırırken
kullanacağımız yöntem ve kuramlar arasında elbette bir farklılık olmak
zorundadır. Bu konu da bizi bu serinin bir sonraki yazı konusuna götürüyor.
Halkbilimi araştırma yöntem ve teknikleri. Bugünlük burada bırakalım. Herkese
iyi ve güzel günler diliyorum. Okuduğunuz için teşekkürler.
Yorumlar
Yorum Gönder