Halkbilimi Araştırma Yöntemleri -1 (Derlemede Mülakat Yöntemi)
Bu yazıda
halkbilimi araştırma yöntemlerinde en sık kullanılan yöntemlerden biri olan
derleme yöntemi üzerinde duracağız. Derlem yönteminde sıklıkla karşılaştığımız
bir teknik olan mülakat/görüşme tekniğinin uygulanması, hazırlık aşamaları gibi
konulara eğileceğiz.
Bir önceki yazıda halkbiliminin araştırma
alanının ne gibi konuları kapsadığı üzerinde durmuştuk. Bu nedenle bu yazıda
araştırma yöntem ve tekniklerine başlarsak yararlı olur inancındayım. Üzerinde
duracağımız ilk yöntem ise “alan araştırması”, “saha araştırması”, “derleme”
gibi isimlerle karşımıza çıkan benim bu yazıda derleme olarak kullanmayı tercih
ettiğim yöntem olacak. Derleme sırasında ön plana çıkan yöntemlerden biri olan
mülakat yöntemi üzerinde duracağız. Mülakat yöntemi en sık kullanılan derleme
tekniklerinden birisidir. Elimden geldiğince sade bir şekilde püf noktalarına
değinmeye çalışacağım.
Öncelikle konumuzu
belirlememiz gerekiyor aslında. Bu ister bir tez konusu olsun ister bir bildiri
ya da makale konuyu belirledikten sonra ona uygun yöntemi bulmak aslında bizim
ikinci aşamamız oluyor. Bu yöntemi daha iyi anlatmak maksadıyla örnek bir konu
seçelim. Örneğin konumuz “Nevşehir Hacıbektaş ilçesindeki Hacı Bektaş-ı Veli
Türbesi etrafında şekillenen anlatı ve ritüeller” olsun. Şimdi ilk yapmamız
gereken öncelikle bütün derleme çalışmalarının en temel basamağı olan
“literatür taraması” olacaktır. Bu aşamada yapmamız gereken şey seçtiğimiz
konuda daha önce yapılan tez, makale, bildiri ve proje gibi çalışmaları
belirlemektir. Bu çalışmaları not edip bir liste haline getirmek, çalışmaları incelemek
ne tarz çalışmalar yapılmış ne tarz yöntemler kullanılmış ve bu çalışmaların
sonuçları ne olmuş bu tür soruların cevaplarını öğrenmek bizim çalışmamız için
çok faydalı olacaktır. Bu tarama sırasında bu konunun daha önce hiç
çalışılmamış olduğunu, konunun daha önce tam da sizin düşündüğünüz gibi çalışılmış
olduğunu ya da konuyla ilgili çalışmalar yapılmış olsa da sizin düşündüğünüz
gibi ele alınmadığını görebilirsiniz. Peki bu durumlar size ne gösterir? Konu
daha önce çalışılmamışsa sizin çalışmanız o alanda özgün olacaktır. Başlangıçta
kaynak bulmakta, yöntemleri uyarlamakta vs. sıkıntı çekebilirsiniz ama
çalışmanız tamamlandığında o alandaki bir eksiği doldurmuş olacaksınız. Peki
konu sizin düşündüğünüz gibi çalışılmışsa ne olacak? Burada bir karar vermeniz
gerekiyor. Aynı yerde aynı konuyla ilgili derlemeler yapabilirsiniz ama
yönteminiz ve bakışınız farklıysa, diğer çalışmadan farklı bir sonuç ortaya
koyabilecek ve tekrara düşmeyecekseniz bu konuda çalışmaya devam edebilirsiniz.
Çünkü aynı konuları farklı yöntem ve bakış açıları ile ele almak, tutarlı
sonuçlara ulaşmak, karşılaştırmalar yapmak da bilimin ilerlemesine katkıda
bulunacaktır. İstediğiniz konuya benzer rehberlik edecek çalışmalar bulduysanız
ama sizinkisinden farklıysa, bu çalışmalardaki kaynak kişilerden, yöntemlerden
faydalanabilirsiniz, çalışmalarınıza katkı sağlayabilir.
O halde literatür taraması
aşamasını gerçekleştirdik, okuduk araştırdık şimdi ne yapacağız? Yapmamız
gereken ikinci şey derleme sırasında soracağımız soruları hazırlamak ve genel
olarak konunun kapsamını çizmek, belirlemek. Unutmamamız gereken şey konuyu ne
kadar özelleştirebilirsek o kadar verim alabileceğimizdir. Örneğin “Nevşehir’de
Hacı Bektaş-ı Veli türbesi etrafında şekillenen anlatılar ve ritüeller” başlığı
ile “Nevşehir Hacıbektaş ilçesinin Hacı Bektaş-ı Veli türbesi etrafında
şekillenen anlatı ve ritüelleri” farklı şeylerdir. Ele aldığımız konu
genelleştikçe derleme yapmamız gereken alan büyümekte ve veri girişleri
artmaktadır. Dolayısıyla çalışma bir noktadan sonra tek kişinin altından
kalkabileceğinden daha büyük boyutlara ulaşmaktadır. Dolayısıyla eğer bir proje
ya da ekip çalışması değilse konuyu çok genel tutmamakta fayda vardır. Derleme sırasında soracağımız soruları
belirledikten sonra, yapmamız gereken şey aslında alana gidip gözlemlemek,
kaynak kişi arayışına girmektir. Çalışmamızda kimleri kaynak kişi olarak
gösterebileceğimizin tespiti oldukça önemlidir. Örneğin yukarıda verdiğimiz
konuyu göz önüne alırsak kaynak kişilerimiz, türbe ziyaretçileri, türbe
etrafında yaşayan kişi ve esnaflar olabilir. Bir destan, masal, ya da karagöz
ile ilgili derlemeler yapacaksanız bulmanız gereken kişiler bu konuda usta
olan, bilgisi ve ilgisi olan kişilerdir. Ele aldığınız konuya göre kaynak
kişilerinizin sayısı değişebilir, Ayrıca yine konuyla bağlantılı olarak yediden
yetmişe yaşları da değişebilir.
Kaynak kişilerinizi de belirledikten sonra yapmamız gereken şey derlemede kullanacağımız malzemelerimizi hazırlamaktır. Derleme sırasında görüntü alacaksak kamera ve fotoğraf makinelerini hazırlanması, mikrofon, ses kayıt cihazı gibi araçların hazırlanması önemlidir. Bu araçlarda teknik herhangi bir sorun olmadığından emin olunması, şarjlarının kontrol edilmesi de yine dikkat edilmesi gereken şeyler arasındadır. Kullandığımız araçlar teknolojik aygıt olduğundan ötürü ani bozulmalar ve problemler yaşanabilir, dolayısıyla bir derlemecinin bu aygıtlar hakkında en azından temel problemlere çözüm üretebilecek kadar bilgi sahibi olması önemlidir. Ayrıca imkân varsa yedek aygıt bulundurulması da derlemenin aksamamasına yardımcı olacaktır.
Derleme için sorularımızı, araçlarımızı ve kaynak kişilerimizi de ayarladıktan sonra artık sahada çalışmaya hazırız diyebiliriz. Burada dikkat etmemiz gereken şeylerden biri de gideceğimiz ortamı hesaba katarak giyinmek ve davranmaktır. Kendinizi ne kadar o ortamın içinde, o ortama ait hissettirirseniz kaynak kişilerin size güvenmesi, bilgilerini aktarması o kadar kolaylaşır. Örneğin bir köy yerinde derleme yapacaksanız orada fazla şehirli gibi durdurmamalısınız. Kaynak kişilerinizle yapacağınız görüşmeler mümkün oldukça sessiz ortamlarda olursa ses kayıtlarınız için çok daha iyi olur, dış seslerin artması işinizi oldukça zorlaştıracaktır.
Kaynak kişiler ile gerçekleştireceğiniz bu görüşmeler için temelde iki teknik var diyebiliriz. Bu tekniklere “yönlendirilmiş görüşme” ve yönlendirilmemiş görüşme” diyoruz. Bunlara kısaca değinecek olursak hazırladığımız sorular ve varmak istediğimiz hedefler az çok belli olduğundan kaynak kişiyle görüşürken onu hep bu hedeflediğimiz cevaplara almaya yönlendiriyorsak, kaynak kişiyle sürekli bir soru cevap şeklinde gerçekleşen bir görüşme gerçekleştiriyorsak (bu bağlamda sorular daha önce paylaşılmış da olabilir) bu yönlendirilmiş görüşme oluyor. Çünkü derlemeci burada kaynak kişiyi kendisine ihtiyacı olan bilgileri vermesi için sorular sorarak yönlendirmiş oluyor. Yönlendirilmemiş görüşme ise derlemeye karar verdiğiniz bir ürünle hiç beklemediğiniz bir yerde karşılaşmış olabilirsiniz ve onda derlemeye başlarsanız aslında bu yönlendirilmemiş görüşme oluyor. Ya da kaynak kişiye istediğiniz konuda röportaj gibi sık sık soru cevap yapmıyorsanız, genel bir sohbet havasında onun bildiği her şeyi anlatmasına izin veriyorsanız (tabii temel soruları sorabilirsiniz ama yönlendirilmiş görüşmeye kıyasla çok daha az sayıda soru vardır) buna yönlendirilmemiş görüşme denir. Bu teknik halkbilimi derlemelerine yeni başlayanlar için daha zordur. Çünkü alanla ilgili daha fazla deneyim ve bilgi gerektirir. Başlangıç aşamasında bu tekniği kullanırsanız derlemelerden yeterince verim alamayabilirsiniz.
Görüşme sırasında kaynak
kişilerinizin sözünü sık sık kesmemeye dikkat edin. Kaynak kişilerle iyi bir
bağ kurabilmek, güven verebilmek için bir görüşmeden fazlasına ihtiyacımız
olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Araştıracağınız konuya ve kaynak kişilerinize
göre görüşme süreleri değişebilir. Bir kaynak kişi konunuzla alakalı çok kritik
bilgileri size bir saat içerisinde de anlatabilir, başka bir kaynak kişi ile
yaptığınız üç dört saatlik derlemede çok fazla bilgi edinemeyebilirsiniz de. Ne
olursa olsun her bir derleme faaliyeti size alanla ilgili, teknikle ilgili çok
fazla şey katacaktır. Bu yüzden en yakınınızdan, anneniz, babanız,
akrabalarınız, arkadaşlarınız ve tanıdıklarınızdan başlayarak çeşitli konularda
derlemeler yapmak sizi bu konuda geliştirecektir.
Derlemeyi yaptıktan sonra bir
diğer aşama deşifre metin aşamasıdır. Bu aşamada topladığınız malzemeleri
içeren ses kayıtlarını ya da görüntüleri kaynak kişilerin sözlerini ve kendi
sözlerinizin bir noktasını bile değiştirmeden yazıya geçirmeniz gerekmektedir.
Konuşma sırasında dil sürçmeleri, mantık hataları vs. olmuş olabilir ama yine
de bunları düzeltmeden olduğu gibi yazıya geçirmeniz gerekmektedir ki bu işin
en uzun süren kısmı da budur diyebiliriz. Deşifre metinlerinizi de hazırladıktan
sonra elde ettiğiniz malzemeleri sınıflandırmanız gerekmektedir. Örneğimize
geri dönecek olursak, Nevşehir Hacıbektaş ilçesinde Hacı Bektaş-ı Veli türbesi
etrafında şekillenen anlatı ve ritüeller ile ilgili yaptığımız derlemede
anlatıları ayrı ritüelleri ayrı sınıflandırmalıyız. Sonra bu anlatıları da
kendi içinde türbe ile ilgili anlatılar, memorat ve efsaneler, Hacı Bektaş-ı
Veli ve müridleri hakkındaki anlatılar gibi çeşitli alt başlıklara bölmek
işimizi daha da kolaylaştıracaktır. Aynı şekilde ritüelleri de türbeye girerken
gerçekleştirilenler, türbe içerisindeki ritüeller, türbeden çıktıktan sonra
gerçekleştirilen ritüeller, özel günlerdeki ritüeller gibi çeşitli alt
başlıklarda toplamak çalışmanın ilerlemesini kolaylaştıracaktır. Bu
sınıflandırmadan sonra yapmamız gereken şey elimizdeki bu malzemeyi nasıl
işleyeceğimiz, nasıl değerlendireceğimizdir. Malzemeleri nasıl
değerlendireceğimiz kuramların konusu olduğundan bugünlük burada bırakalım.
Umarım bu yazı biraz faydalı olmuştur. Siz de derleme sırasında karşılaştığınız
problemleri, çözüm önerilerinizi vb. yorumlara yazabilirsiniz. Deneyim ve
bilgiler paylaştıkça çoğalır. Okuyan herkese iyi günler diliyorum.
Not:
Konuyla ilgili daha ayrıntılı bilgi için:
- Aça, Mehmet, Ekici
Metin, Oğuz M. Öcal vd. Türk Halk Edebiyatı El Kitabı, Grafiker Yayınları,
- Çobanoğlu, Özkul,
Halkbilimi Kuramları ve Araştırma Yöntemleri Tarihine Giriş, Akçağ Yayınları
- Artun, Erman, Türk
Halkbilimi, Karahan Kitabevi
- Örnek, Sedat Veyis,
Türk Halkbilimi, Kültür Bakanlığı gibi kitaplara bakabilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder