Takipçiler

Kuram nedir ve Halkbilimi Kuramlarına Kısa Bir Giriş

Sevgili okuyucular, uzun bir aradan sonra sizlerle tekrar buluşuyor olmak oldukça sevindirici. Bu hafta halkbilimi kuramları üzerinde kısaca duracağım. Diğer yazılarda ise bu kuramları tek tek ele almaya çalışacağım. Kuramların aklınızda yer etmesi ve daha iyi  kavramanız için bahsettiğim kuramın uygulandığı makale örnekleri de vereceğim. Bundan dolayı bu seride yazıları okuduktan sonra makaleleri de okursanız size faydalı olacağını düşünüyorum. O halde gelin öncelikle kuramın ne olduğu üzerinde duralım. 



Gerek sosyal bilimlerde gerekse fen bilimlerinde yapılan bilimsel çalışmalar sonucu kullanılan yöntemlere göre çeşitli veriler toplanır. Bu veriler sayılar olarak da karşımıza çıkabilirler, anlatı veya metinler olarak da karşımıza çıkabilirler. Bilimsel çalışmanın veri toplama aşamasını gerçekleştirdikten sonra karşımıza ikinci bir problem çıkar. Topladığımız verileri ne bağlamda, nasıl değerlendireceğiz? İşte tam da bu noktada kuramlar yardımımıza yetişir. Hangi bilim alanı olursa olsun, elde edilen verilerin yorumlanmasına, değerlendirilmesine olanak sağlayan bakış açıları, teoriler bir diğer deyişle kuramlar bulunmaktadır. Söz konusu kuramlar sosyoloji kuramları, fizik kuramları gibi alana özgü olabilir. Bazen de alana özgü olan bu kuramların diğer disiplinler için uyarlandığını, diğer disiplinlerdeki verilerin değerlendirilmesinde de kullanıldığını ve ortaya ilginç sonuçlar çıktığını görürüz. Halkbilimi çalışmalarında psikoloji, kültür, sosyoloji, antropoloji gibi çeşitli disiplinlerin kuramlarından da faydalanılabilir. Fatma Erkman-Akerson kuramın özelliklerini kısaca şu şekilde anlatır: "Kuramın mutlaka kendi içerisinde tutarlı olması gerekiyor, ayrıca verilen yöntemin başkaları tarafından izlenmesi halinde varılan sonuçların da aynı olması bekleniyor. Bilgiler arttıkça, kuramların eskimesi, dolayısıyla yeni kuramların ortaya çıkması da sık sık rastladığımız bir olgu. Yani bir kuram, her zaman düzeltilebilir hatta terk edilebilir. Öte yandan hiçbir kuram büsbütün tek başına değildir. Örneğin fizik kuramları biyolojiyi, toplumbilimi, jeolojiyi vs. etkileyebiliyor. Başka bir deyişle belli bir zaman kesitini ele aldığımızda, bu kesitte, değişik alanlarda yer alan kuramların, çoğu defa birbirinden etkilendiğini, benzer ilkelere ve dünya görüşlerine dayandığını görebiliyoruz". Görüldüğü üzere bir kuramın en önemli özelliklerinden biri sadece belli zaman ve veriler için değil, herhangi bir zamanda veriler için uygulanabilir ve uyarlanabilir olmasıdır. Kuramların tüm verileri kapsayıcı olması olması beklenmez ama değerlendirme aşamasında en azından belli bir bakış açısı sunması beklenir. Bu durum da aslında bizi tam olarak şu soruya götürür: Bir teorinin kuram kabul edilmesi için asgari şartlar nelerdir?

Bu sorunun cevabını Fatma Erkman-Akerson'un şu cümlelerinde bulabiliriz: "Bir kuramın kabul edilebilir olması için gereken asgari koşulları kabaca şöyle sıralayabiliriz: İlk koşul gözlem yapmak ve tekrarları saptamaktır. Daha sonra bu gözlemler yorumlanır ve sınıflandırılır. Sınıflandırma için tek tek gözlemlerin ortak yanlarının bulunup çıkarılması gerekir. Bu aşamada kurallar ortaya çıkar. Kuram, bulunan bu kuralların bütünüdür. Ancak, bir kuramın tutarlı olması için, bu kuralların birbirleriyle çelişkili olmamaları gerekir. Bu da yetmez, bir kuramın geçerli sayılması için, izlenebilir olması da şarttır. İzlenebilir olmak şu demektir: Başka birisi, aynı alanda, aynı yöntemle yapacağı gözlemler sonucunda aynı sonuçlara ulaşabilmelidir. Kuramın en önemli özelliği de genelleştirici olmasıdır. Tekil yorumlar kuram sayılmaz". Bakıldığı zaman bir kuramın tutarlı olmak harici en önemli özelliğinin izlenebilir olmak olduğu görülür. Örneğin siz Propp'un belirli masallara uygulayarak ortaya koyduğu yapısalcı kuramını ele alıp, onunla aynı masallara uyguladığınızda benzer sonuçları alıyorsanız bu o kuram izlenebilir demektir. Aynı verilere rağmen uyguladığınızda farklı sonuçlar alıyorsanız bu durum, söz konusu kuramı geçersiz kılar. Yine bir başka özellik ise sonuçların genellenebilir olmasıdır. Yine Propp ile  örnek verecek olursak, belirli sayıdaki masal incelenerek oluşturulan bu kuramda masalların yapısına dair genel sonuçlara ulaşılmıştır. Her bir masal için ayrı bir veriden çok tüm masalları kapsayan genel işlevlere, genel kahramanlara, genel yapılara ulaşılmıştır. Bu durum, yapısalcı yaklaşımın bir kuram olarak kabul edilmesindeki bir başka etkendir. Kuramların genel özelliklerini biliyoruz, elde ettiğimiz verilerde bize bakış açıları sunduklarını da biliyoruz. O halde gelelim asıl konuya halkbilimi kuramları denilince akla neler gelir?

Halkbilimi kuramları, halkbilimi çalışmalarında elde edilen verileri değerlendirmek için kullanılan kuramları oluşturmaktadır. Kültür ve psikoloji kuramları gibi çeşitli disiplinlere ait kuramların, halkbilimi verilerine uyarlanarak halkbilimi sahasında da kullanıldığı bilinmektedir. Halkbilimi kuramları temelde iki başlık altında toplanabilir. Bu başlıklar metin merkezli halkbilimi kuramları ile bağlam merkezli halkbilimi kuramlarıdır.

Metin merkezli halkbilimi kuramları, halkbiliminin önemli bir kısmını oluşturan halk edebiyatı anlatılarını, metin odaklı ele alır. Söz konusu bu metinlerin nasıl ortaya çıktıklarını, nasıl yayıldıklarını, metinlerin yapılarını, çeşitli milletlere ait metinler arasındaki benzerliklerin nedenleri gibi konuları metin merkezli bir bakış açısıyla ele alır. Oysa bilinmektedir ki sözlü gelenekle aktarılan halk edebiyatı anlatıları, önce sözlü kültürde uzun bir süre yaşatılmakta daha sonraki dönemlerde yazıyla geçirilmektedir. Bu nedenle söz konusu bu metinlerin oluşturulmasında anlatıyı ortaya koyan icracının, anlatının gerçekleştirildiği mekânın, anlatının dinleyicilere aktarılış şeklinin, dinleyicilerin yaş-eğitim-cinsiyet gibi durumlarının kısacası anlatının oluşturulduğu bağlam da oldukça önemlidir. İşte bağlam merkezli kuramlar metinler incelerken tam da bunlara dikkat eder, bunları göz önünde bulundururlar. Metnin kendisinden çok metnin oluşturulduğu bağlam ile ilgilidirler. 

Metin merkezli halkbilimi kuramları içerisinde; gelişme kuramı, yayılma kuramı, psikoanalitik kuram gibi çeşitli kuramlar yer alır. Bağlam merkezli kuramlar içerisinde ise; işlevsel halkbilimi kuramı, sözlü formül kuramı ve bağlamsal kuram yer alır. Bu yazı dizisinin bundan sonraki bölümünde gelişim kuramı ile başlayarak kuramları tek tek ele alacağım. Kuramlarla ilgili aklınıza takılan, anlamadığınız ya da anlamakta zorlandığınız kısımları yorumlarda yazabilirseniz özellikle o noktaların üzerinde durmaya çalışır, size yardımcı olmaya gayret ederim. O halde bu şekilde bu hafta giriş yapmış olalım. Haftaya gelişme kuramıyla başlayalım. Kendinize iyi bakın. 

Kaynak: 

Erkman- Akerson, Fatma  (2010). Edebiyat ve Kuramlar. İstanbul: İthaki Yayınları.


Yorumlar

  1. Kuramlara giriş için güzel bir yazı olmuş, emeğinize sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, çok mutlu etti yorumunuz :)

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar